Bel ağrısı toplumumuzda sıkça görülen ve yakınılan sorunların neredeyse başında
geliyor. Her kişi yaşamı boyunca en az bir kez bel ağrısı yaşıyor.
Gün içinde yaptığımız oturma, ayakta durma, yürüme gibi aktivitelerde en çok yük
binen kısımların başında bel bölgesi yer aldığı için yaralanma riski de artıyor.
Bel fıtıklarının %90’ı ameliyatsız yöntemlerle iyileşebiliyor.
Bel fıtığı, omurların arasında yer alan ve süspansiyon görevi gören diskin dış kapsülünü aşarak dışarı çıkması ve sinirlere baskı uygulaması sonucu ağrı, uyuşma, karıncalanma veya kuvvet kaybına yol açması durumudur. Bel fıtığında ağrı öksürmekle, ıkınmakla ve gülmekle artar.
Omurlar arasında bulunan disklerin içerindeki sıvı içeriği zamanla ve yaşa bağlı
olarak azalır. Bu da yüklenmelere karşı diskin dayanıklılığını azaltır. Ağır
kaldırma, kontrolsüz ani bel hareketlerinde bulunma, uzun süre sabit ayakta durma
veya oturma, düşme, çarpma gibi travmalara maruz kalma gibi zorlanmalar diskte
yırtılmalara neden olarak bel fıtığına neden olabilir.
Bel fıtığı en sık L4-L5 ve L5-S1 omurları arasında oluşur. L4-L5 ve L5-S1 bölgesi;
öne eğilme kalkma gibi hareketler esnasında bel bölgesinde en çok yük binen bölgeler
olduğu için fıtık görülme oranı daha fazla olmaktadır.
- Yaşlanma: Yaş ilerledikçe disklerin su içeriği azalır ve esnekliği
kaybolur. Bu da
disklerin yıpranmasına ve zayıflamasına neden olur.
- Aşırı kilo: Vücut ağırlığı arttıkça bel bölgesine binen yük de artar. Bu da
diskler üzerinde fazla baskı oluşturur ve fıtıklaşmaya zemin hazırlar.
- Ağır yük kaldırma: Ağır veya yanlış şekilde bir şey kaldırırken disklere
ani bir
gerilim uygulanabilir. Bu da diskin yırtılmasına veya kaymasına neden olabilir.
- Ani hareketler: Bel bölgesini zorlayan ani hareketler, özellikle de eğilme
veya
dönme gibi hareketler, disklere zarar verebilir.
- Uzun süreli oturma: Uzun süre oturmak, özellikle de kötü bir duruşla
oturmak, bel
bölgesindeki kasları zayıflatabilir ve diskleri sıkıştırabilir.
- Travma veya yaralanma: Bel bölgesine darbe almak veya düşmek gibi travmatik
olaylar, disklere hasar verebilir.
- Sigara kullanımı: Sigara kullanımı disklerin beslenmesini bozarak sıvı
kaybına
neden olur ve bel fıtığı riskini arttırır. Ayrıca iyileşme sürecini de uzatır.
- Kas zayıflığı: Omurga çevresindeki kasların ve gövde-karın kaslarının
kuvvetsiz
olması disklere binen yükü arttırarak fıtıklaşmalara zemin hazırlar.
- Genetik faktörler: Bazı kişilerde disk yapısı daha zayıf veya hassas
olabilir. Bu
da bel fıtığı oluşum riskini artırabilir.
Bel fıtığında, fıtığın yerine, büyüklüğüne, akut ya da kronik olmasına, sinir köküne
baskı yapıp yapmamasına göre her kişide farklı şikayetler oluşabilmektedir.
Bel fıtığı genellikle kendini kalçalara, bacaklara ve ayaklara yayılan ağrı ile
gösterir. Ağrının şiddeti ve yaygınlığı, fıtığın büyüklüğüne ve sinirlere olan
etkisine bağlı olarak değişebilir. Bazı kişilerde ağrının yanında uyuşma,
karıncalanma veya güç kaybı gibi belirtiler de görülebilir.
Bel fıtığının en sık görülen belirtileri şunlardır:
- Bel ağrısı: Bel fıtığının en yaygın belirtisidir. Ağrı genellikle tek
taraflıdır
ve oturma, eğilme veya kalkma gibi hareketlerle artar. Ağrının niteliği keskin,
batıcı, yanıcı veya sızlayıcı olabilir.
- Bacak ağrısı: Bel fıtığı olan kişilerin yaklaşık yüzde 90'ında bacak ağrısı
görülür. Ağrı genellikle belden başlayarak kalça, uyluk, diz, baldır ve ayak
parmaklarına kadar uzanır. Ağrının şiddeti bel ağrısından daha fazla olabilir. Ağrı,
öksürme, hapşırma veya ıkınma gibi manevralarla artabilir.
- Uyuşma veya karıncalanma: Bel fıtığı olan kişilerde bacaklarda veya
ayaklarda
uyuşma veya karıncalanma hissi oluşabilir. Bu durum, sinirlerin sıkışması veya hasar
görmesi sonucu ortaya çıkar.
- Kas güçsüzlüğü: Bel fıtığı olan kişilerde bacaklarda veya ayaklarda kas
güçsüzlüğü
görülebilir. Bu durum, sinirlerin ilettiği sinyallerin bozulması sonucu ortaya
çıkar. Kas güçsüzlüğü, yürüme, merdiven çıkma veya ayak parmaklarını kaldırma gibi
aktiviteleri zorlaştırabilir.
Bel fıtığının tedavisi, hastanın semptomlarının şiddetine ve genel sağlık durumuna
bağlı olarak değişebilir. Bel fıtığının tedavisinde genellikle konservatif (cerrahi
dışı) yöntemler tercih edilir.
Bilimsel çalışmalar gösteriyor ki fıtıkların %90’ı ameliyatsız yöntemlerle
iyileşebilmektedir. %5-7’lik kısmında ise cerrahi gerekebilmektedir.
Fıtıkların %90-95’lik kısmı ameliyatsız yöntemlerle iyileşmektedir. Bacaklarda ciddi
güç kaybı, idrar tutamama gibi belirtiler varsa cerrahi gerekebilir.
Avrupa Ulusal Ortopedi ve Travmatoloji Dernekleri Federasyonu bel fıtıklarında
öncelikle 6 haftalık ameliyatsız tedavi yöntemlerinin uygulanmasını öneriyor.
Yemek yaparken parmağımızı kestiğimizde nasıl yara iyileşmesi oluyorsa fıtıklaşma
olan bölgede de yara iyileşmesine benzer bir süreç oluşur. Fakat vücudun iyileşme
mekanizmalarını doğru yönlendirmek ve beslenmeyi arttırmak için manuel terapi, fizik
tedavi, egzersiz gibi yöntemler kullanılır.
Manuel terapi yöntemleri ile bel bölgesindeki omurların rahat hareket etmesi
sağlanır. Çevre kas ve bağlarda oluşan ağrı ve spazmın çözülmesi sağlanır. Sinire
yönelik mobilizasyon teknikleri ile sinirin dolaşımı, esnekliği ve rahat hareket
etmesi sağlanır. Egzersizler ile bel çevresi kaslar desteklenerek bel bölgesine
binen yüklerin dengeli olması sağlanır. Böylece fıtık oluşan bölgenin iyileşmesi ve
geri çekilmesi için bir zemin yaratılmış olur. İyileşme süreci desteklenmiş olur ve
fıtıklaşan bölgede iyileşme gerçekleşir.
Bel fıtığı problemlerinde erken önlem almak iyileşme açısından önemlidir.
Hekiminizin teşhisinin ardından fizyoterapistiniz ile çalışmalara başlamalı ve aktif
olarak sürece katılmalısınız.
Mersin manuel terapi hizmetleri ve mersin fizyoterapist desteği için iletişim
numaralarımızdan detaylı bilgi ve randevu alabilirsiniz.
Manuel terapi, bel fıtığı tedavisinde etkili ve güvenli bir yöntemdir. Vücudun doğal iyileşme mekanizmaları kullanılır. Manuel terapi ile fizyoterapist hastanın bel bölgesindeki bozulan segmentleri (omurlar arasındaki hareketli birimleri) düzeltmek için el ile çekme, baskı, germe gibi manevralar uygular. Böylece eklemlerin hareket açısını arttırır, kas spazmlarını azaltır ve sinir köklerine baskıyı hafifletir.
İyileşme bir süreçtir ve herkes için farklıdır. Kişilerin iyi beslenmesi, sigara
kullanmaması, egzersiz yapması iyileşme süresini kısaltırken, fazla kilo olması,
şeker hastalığı, sigara kullanımı, hareketiz yaşamı iyileşme sürecini uzatmaktadır.
Her fıtığın büyüklüğü, yeri, oluşturduğu şikayetler farklı olacağından iyileşme
süreleri 4-12 hafta arasında değişiklik gösterir. Genellikle ortalama 6-8 hafta
içinde bel fıtığına bağlı oluşan şikayetler geriler ve ortadan kalkar. Fakat ağrı ve
şikayetler azalsa bile fıtığın tamamen küçülmesi ve geri çekilmesi bir süreçtir ve
4-12 ay sürebilir. Bu nedenle fizyoterapistiniz tarafından size verilen egzersiz
programını düzenli olarak yapmanız büyük önem arz eder.
Beslenme düzeni ve uyku kalitesi de fıtığın küçülmesi ve geri çekilmesinde oldukça
önemli olduğu unutulmamalıdır.
Manuel terapi ücretleri her ilde farklılık göstermektedir. Fizyoterapistin tecrübesi ve eğitimi de ücretleri etkileyen bir faktördür. Mersin manuel terapi ücretleri hakkında detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Bel fıtığında sadece MR’a bakarak ameliyat gerekip gerekmediğini söylemek yetersiz
kalır. Fıtığın büyüklüğünden ziyade kişide yarattığı şikayetler ve sinir köklerine
baskı yapıp yapmadığı daha önemlidir. Bel fıtığında cerrahi kararı beyin ve sinir
cerrahı tarafından verilir.
Bilimsel çalışmalar bel fıtığında öncelik olarak ameliyatsız yöntemleri öneriyor.
Avrupa Ulusal Ortopedi ve Travmatoloji Dernekleri Federasyonu’nun EFORT Open Reviews
adlı dergisinde yayınlanan bilimsel araştırma ‘6 hafta tedavi sonucunda hiçbir
iyileşme görülmüyorsa o zaman ameliyat kararı alınır’ diye belirtmektedir.
Bunun dışında eğer şu şikayetler varsa
• Bacaklar ciddi güç kaybı varsa
• Bacaklarda refleks ve his kaybı varsa
• Topuklara basamıyorsan, parmak ucuna yükselemiyorsan
• İdrar tutamama durumu varsa hızlı bir şekilde beyin sinir cerrahına başvurmak
gerekir.
• Kilo kontrolü
• Bel çevresi kasları güçlü tutmak
• Doğru oturma ve yatma alışkanlığı edinmek
• Beslenme düzeni oluşturmak
• Düzenli egzersiz yapmak
• Sigara kullanmamak
Bel korselerinin tedavi edici bir etkisi yoktur. Akut ve çok ağrılı dönemlerde inflamatuar sürecin geçmesi ve o bölgenin dinlendirilmesi amacıyla 2-3 gün kullanılabilir. Fakat uzun süre kullanım bel bölgesindeki kasların zayıflamasına ve kişide hareket korkusunun oluşmasına sebep olabileceğinden çok fazla tavsiye edilmez.